Günümüzde özellikle yaşlı veya bakıma muhtaç kişiler ile onlara destek olan kişiler arasında sıkça başvurulan bir hukuki düzenleme olan ölünceye kadar bakma sözleşmesi, hem mal devri hem de bakım yükümlülüğü içeren önemli bir sözleşme türüdür. Bu yazımızda, Türk Borçlar Kanunu çerçevesinde ölünceye kadar bakma sözleşmesini hukuki yönleriyle ele alacağız.

Tanımı ve Temel Unsurları

Türk Borçlar Kanunu’nun 611 ve devamı maddelerinde düzenlenen ölünceye kadar bakma sözleşmesi, bir tarafın (bakım borçlusu), diğer tarafa (bakılacak kişi) yaşamı boyunca bakmayı ve gözetmeyi üstlendiği; karşılığında ise genellikle malvarlığı devri gibi bir edim aldığı sözleşmedir.

Bu sözleşme genellikle yaşlı, hasta veya ekonomik olarak bağımlı bireylerle, onlara destek olan çocukları, yakınları ya da üçüncü kişiler arasında yapılır.

Noter Şartı ve Şekil

Ölünceye kadar bakma sözleşmesi, resmî şekilde, yani noter huzurunda düzenlenmek zorundadır. Aksi halde geçerli sayılmaz. Ayrıca, sözleşmenin konusu taşınmaz ise, tapuda tescil şartı da aranır.

Sözleşmenin Tarafları

Hangi Yükümlülükleri Doğurur?

Bakım borçlusu; yemek, temizlik, ilaç, hastane işleri, sosyal destek gibi hayatı idame ettirmeye yönelik tüm ihtiyaçları sağlamakla yükümlüdür. Bu yükümlülük sadece fiziksel değil, duygusal ve sosyal destek de içerebilir.

Sözleşmenin Sona Ermesi

Sözleşme, bakım alacaklısının ölümüyle sona erer. Ancak bazı durumlarda ağır ihmal, kötü niyet, bakımın gereği gibi yapılmaması gibi nedenlerle, fesih davası açılabilir.

Ayrıca mirasçılar, bakımın yeterli yapılmadığını öne sürerek, tenkis (indirim) davası açabilir veya malvarlığı devrinin iptalini isteyebilir.

Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar

Sonuç

Ölünceye kadar bakma sözleşmesi, hem insanî hem de hukuki sorumluluklar barındıran ciddi bir yükümlülüktür. Tarafların haklarını koruyabilmesi için mutlaka noter huzurunda ve uzman bir hukukçunun rehberliğinde hazırlanması gerekir. Özellikle mirasçıların haklarının etkilenmesi nedeniyle, bu tür sözleşmeler çoğu zaman dava konusu olabilmektedir.

Her somut olayın özelliği farklı olduğundan, bu tür sözleşmelerin yapılmasında veya sonlandırılmasında hukuki danışmanlık alınması büyük önem taşır.

Yazan Av. Koray GÖKOĞLU (Ostim Avukat)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir